[ad_1]
Kitap ismi Ölü Albayın Kızları olan ve birden çok kitap sever aracılığıyla aranan Ölü Albayın Kızları kitabını siz kıymetli okurlarımız için PDF dosyası halinde sunmaya çalıştık. Öncelikle
Ölü Albayın Kızları kitabını PDF indirmeden önce sizlere Ölü Albayın Kızları kitabı ile ilgili bir kaç bilgi verelim…
Ölü Albayın Kızları kitabının yazarları Katherine Mansfield olan ve 109 sayfalık kitap 1991 senesinde Hikaye (Öykü) kategori bölümünde yerini almıştır.
Ölü Albayın Kızları kitabını yazımızın alt bölümünden Ölü Albayın Kızları PDF indir butonuna tıklayarak bilgisayarınıza yahut telefonunuza Ölü Albayın Kızları kitabını indirebilirsiniz.
Picton vapuru saat on bir buçukta kalkacaktı. Güzel bir geceydi, durgun, yıldızlı; ama aradan inip limana doğru uzanan Eski İskele’nin üzerinde yürümeye başladıkları sırada denizden esen hafif bir rüzgar, Fenella’nın saçlarına çarptı, kız hemen elini kaldırıp şapkasını tuttu. Eski İskele karanlıktı, çok karanlık; antrepolar, hayvan vagonları, yüksek vinçler, ufak, yerden yapma lokomotif hepsi yoğun karanlıktan yontulup şekillenmiş gibiydiler. Orada burada, kocaman, kara bir mantarın sapına benzeyen, yuvarlak, tahta direklerin ucunda fenerler asılıydı, ama cansız, titrek ışıklarını saçmaktan korkuyormuş gibi çekingen yanıyorlardı; adeta yalnızca kendileri için.
Fenalla’nın babası aceleci, sinirli adımlarla ilerliyordu.
Büyükannesi de, oğlunun bunun yanında, siyah mantosunu hışırdatarak telaşlı telaşlı yürüyordu; öyle bi hayli hızlı gidiyorlardı ki, Fenalla onlara yetişebilmek için arada bir koşmak zorunda kalıyordu. Küçük kız, sucuk gibi sarılıp sarmalanmış olan kendi paketinden başka, büyükannesinin şemsiyesini de taşıyordu; şemsiyenin kuğu başı şekilinde olan sapı hızlı ol der gibi kolunu gagalamaktaydı. Kasketlerini başlarına iyice geçirmiş, yakalarını kaldırmış erkekler gelip geçiyor, sıkıca sarınmış, örtünmüş birkaç kadın koşuşuyordu; beyaz, yünlü bir şalın altından yalnızca kolları ile bacakları görünen ufak bir oğlan, babasıyla annesinin içinde sürüklene sürüklene gidiyor, tıpkı krema tabağına düşmüş yavru bir sineğe benziyordu.
(Kitabın Girişinden)
[ad_2]